27 Mayıs 2012 Pazar

send it to the universe

Aslinda bu blog'u acmamin ilk sebebi modayla alakali seyler yazmakti ama galiba olay farkli bi hal aldi. Hep icimde yazmak vardi, kucukken gunlukler tutardim, ne zaman gercekten sinirlensem mektuplar yazardim, simdi elle yazmaya o kadar useniyorum ki sonradan gmailimde taslak olarak olusan 4-5 tane yazi ve word olarak kaydettigim dosyalar.

Ama sanki word e yazinca bi yere gitmiyomus gibi hissediyorum, hani yazmamin sebebi bi yerde icimi dokmek ya, sanki o word dosyasi yada gmail olarak kaydedilince yine bana yapisip kaliyor. Bundan dolayi buraya yazmaya karar verdim, yazdiklarimi evrene yolluyormus gibi hissediyorum, nasilsa kimse bilmiyo blog actigimi, kimsenin yazdiklarimla dalga gecmesiyle ugrasamam sonra :)

Kac ay gecmis olmasina ragmen hala aklimdasin gercekten tahmin etmiyosundur. Bunun sebebini surekli sorguluyorum, arada kendimi kandiriyorum, ama tam olarak ne olduguna karar veremedim. Senle beraberken 2 kere gercekten yapmamam gereken seyler yaptim, yani sevsen yapmazdin denilen seylerden. Sonra ne biliyim mutsuzdum, sende mutsuzdun, ama ayni zamanda cok mutlu olmadik mi bi ara diyorum kendi kendime. Acaba hala beni dusunuyo mu diyorum, acaba ozluyo mu diyorum baska biriyle beraber olmasina ragmen. Ozluyo musun? Dusunuyo musun?

Sonra kendime soruyorum acaba sen bu cocugu sevdin mi esra, sozlerine mi kandin, guzel annesine mi, tatli kiz kardesine mi? onlari ozlemem cok garip diil mi, hatta senden cok onlarin hayatimda olmamasi beni uzuyo, 4 aya cok sey sigdirmisiz gibi duruyo burdan. Ben kafamda bi ton seyi kurcalayip, arada reddedip arada kabullenirken, pat diye kuzenim benim 4 sene senin 4 ay ne fark eder insan 1 aydada sever dedi, yuzume tencere yemis gibi oldum. Cunku ben herseyde yaptigim gibi aski sevgiyide olcmeye realize etmeye calistim, hani sanki biriyle 2 sene beraberdin 20 gram sevebilirsin, ama 4 ay beraber olunca sadece 4 gram sevebilirsin fazlasi zarar gibi. Ve aci gercegi bugun kabul ettim ki baskasiyla olsam bile yakin zamanda hala seni dusunuyo olurdum, ne yazik ki bu boyle. Bunun sebebi sana karsi duygularim mi, beni iliskimizin soktugu hal mi, yoksa senin yaninda kendim olamayisimin pismanligi mi bilmiyorum.

Hala gozlerim doluyo arada suan bile, nedense tutuyorum, nedense kiziyorum hayatimdan kendim cikardigim bi insan yuzunden uzuldugume.Ama gercekten artik uzulmek istemiyorum, dun dua ettim artik beni dinleyen bi tanriya veya evrene, artik ya tamamen kafamdan cik, cikmiyosanda bari hayatimda ol diye.


22 Şubat 2012 Çarşamba

First entry

Uzun zamandır aklımda olan, ama birazcık üşengeçlikten, birazcıkta tam olarak ne yapıcagımı bilememekten dolayı bi türlü başlayamadığım, blogum için ilk adımı atabildim sonunda!

Benimde butun kadınlar gibi topuklu ayakkabıya inanılmaz bir zaafım var, ama en az 10 cm topugu olucak:) Ilk koymak istediğim şey bu geçen seneden başlayan ve bu yazda devam edecek olan color block modasının yansıtan bir Jessica Simpson - Wish topuklu.. Kadın ne kadar müzik dünyasında çok başarılı olamasada ayakkabı ve çanta tasarımcısı olarak çok başarılı. Bu topukluları kesinlikle yazın kendime almış ve giyerken hayal edebiliyorum!